Mail ile abone olun

ALTIN ÇAĞ KADINLIĞI, İstanbul – III. Hatırlama Serisi Cinsel/Yaşam Enerjimize Kabul Vermek

Yaşıyoruz. Bedenimizi bu yaşam halinde tutan, yaşam enerjimizi sürekli üreten bir sistemimiz var. Bizler maalesef bahşedilmiş bu mükemmel beden sistemini bütünde parçalara ayırarak, her bir bölümüne ayrı ayrı tanımlar yüklüyor, kapasitesinin çok altında çalışmasına ve/veya hiç çalışmamasına sebep oluyoruz. O bölümlere yaşam enerjisi gitmediği ve/veya bu bölümlerin enerjisi bedenimize yayılamadığı için bir süre sonra hücre ölümleri oluyor, kanser denilen hastalığa davetiye çıkarıyoruz.

Bir çok kadının rahmi ile iletişimi yok, sanki o parça bedenin içinde değil, ayrı bir tanımı var. Kendi içinize bakarsanız bu tanımların çoğunun size ait olmadığını fark edebilirsiniz. Toplu bilincin kadına verdiği rol çocukluğumuzdan beri bilinçaltımıza yerleşti. Şu anda yaşamınızda belli bir kariyeriniz olsa da, içinizde kadına dair bir dolu yargı geçtiğini fark edebilirsiniz. Bu yargılar toplu bilinçte var olduğu için de çoğumuz “ben o kadın olmayacağım” alt bilinç tepkiselliği ile kendi bedenimizde farkında olmadan ayrışma yaratıyoruz, rahmimizin bilgeliğine sahip çıkmıyoruz, onun bize bahşettiği her ay üretilen yumurtalarımızın enerjisini hiç hissetmeyerek peşkeş çekiyor, sonra da yaşam enerjimizin düşüklüğünü tepkisel eril tarafımızdan “işim çok yoğun”, “düzen böyle”, “elimden gelenin en iyisi bu”, “çalışmam lazım” vs tarzı içsel açıklamalar ile kendimizin bu mutsuz, sinirli , gergin, kontrolcü halini haklı çıkaran cevaplar veriyoruz. Çevrenize bir bakın, kadınlar erilleşiyor, yüzlerimiz asık ve sert. Kadın bedeninde olmamıza rağmen erkek özelliklerini göstermeye başladık.

Kadın olmayı sadece cinsellik ile tanımlamaya başladık, fakat eril tarafımızın kontrol duygusu bizi o kadar ele geçirdi ki o anları bile kontrol eder olduk. Bedenimizin hatırladığı duygulara izin vermeyen, verdiğinde de kendini aşırı suçlayarak daha da geri planlara düşmemizi sağlayan kısır döngüde sıkıştık.

Cinsellik sadece şehvet duygusu ile yaşanmaya başladı. Bu duygu o kadar düşük vibrasyona sahiptir ki sadece birinci, belki ikinci, olsa olsa üçüncü çakraya kadar çıkabilir, yani o paylaşımda aradığımız “doyum, huzur, tamlık, paylaşım” duygularını bir türlü yaşayamaz, bu hissin arayışına olan içsel dürtümüz ile An`lık orgazmlara bağımlı hale geliriz. Kısır döngüde benzer deneyimleri yaşadığımız bir kullanma/kullanılma halinde buluruz kendimizi. Bu durumun süregelen çıkış bulamıyorum hali de maalesef yazının ilk paragrafında bahsedilen hücre ölümlerine davetiye çıkarmamıza sebep olur.

Bu 3 tam günlük çalışma zihin, duygu ve beden dengesine önem veren egzersiz, sağaltma, anlama, kabul verme ve büyümeyi hedeflerken;

•Çalışmanın derinlik ayarı Kadim Dişil Bilgelik ile An`da grubun enerjisinin kabulü ile oluşacak güven ortamında şekillenecektir,
•Rahmimiz ile bağ kurarak bu ana kadar kabul verdiğimiz yükleri boşaltıp, oluşan alana “bilinçli” olarak sahip çıkacağız,
•Cinsel enerjimizi yeniden tanımlayıp, onu bütünsel yaşam enerjimize kabul etme fırsatı yakalayacağız,
•Şehvet duygusunu derinlemesine inceleyip, hissederek tanımlayıp, bu duygunun dönüşmesi için kendimize izin verme fırsatı yakalayacağız,
•Rahmimizin enerji noktalarını hatırlayıp, bunun bize bahşettiği orgazm tiplerini tanımlayacağız,
•Erilleşen kadın halimiz ile yüzleşip, onu affederek yeni BİRLİK vibrasyonuna davet etme şansı yakalayacağız,

Egzersizler ile derin yolculuğa EVET diyen, illüzyon hali ile yüzleşmeye hazır, cesaretli, kendi yaşamının gerçeğini samimi adanmışlık ile arayan tüm kız kardeşlerimiz bu hatırlama serisine davetlidir.

Benzer deneyimleri ardı ardına yaratıp “Yok edici” tutumunuzdan bıkkınlık geldi ise, gelin bu deneyimlerden elde ettiğimiz bilgeliği “sevgi ile yaratan” halimize kullanalım. Koşulsuz bahşedilen “BÜTÜNDE VARIM” kıyafetimizi onur ile kabul edelim.

Kız kardeşler olarak bir birimize destek olalım, Altın Çağ Kadınlığına birlikte adım atalım.

Kalbimden kalbinize,

Aygün Solara

Eğitim Lideri: Aygün Solara Kabadayı
Kimya Mühendisi olan Aygün, yaklaşık on iki yıllık iş deneyiminin ilk altı yılını Eczacıbaşı İlaçta, daha sonra da Apotex İlaç, Kanada fabrikasında geçirmiştir. Kariyerine Türkiye de yaklaşık dört yıl ilaç sektörüne danışmanlık ve eğitmenlik vererek devam etmiştir. Mühendis olarak çalıştığı bu dönemin doygunluğunu aynı zamanda boşluğunu hissettikten sonra, kariyer değişikliği yaparak psikoloji alanına geçmiştir. Son yedi yıldır varoluşunun zenginliğini arttırmak için Derin Anı Süreci, Tantra, Merkaba, Kalp, Metafizik, Nefes, Tasavvuf, Kutsal Geometri, Rahim/Hara konularında yurtdışı ve yurtiçi kaynaklı eğitimlere katılmış, özümsediği ve yaşamına aktardığı her biliş halini büyük bir samimiyet ile paylaşmaya gönül vermiştir. Ayrıca kendisi Drunvalo Melchizedek`in Aydınlanan Kalbin Uyanışı Atölye çalışması yetkili eğitmenidir. Kalp arzusunun ateşini hakikatini arayışından alan Solara, zihnin öğretilmiş kalıplarına meydan okuyan cesareti ile tanınır. Kadınlığını yaşamaya olan arzusu ile yaşamında yaptığı değişiklikler kendisini ilişkiler konusunda net, şefkatli ve An’da Ruhun arzusuna rehberlik yapabileceği bir olma haline getirmiştir. Kalbin gizli gerçeği, ilişkiler, sevgi ve bilgelik konularında hem eğitmenlik hem de bireysel çalışmalar yapmaya devam etmektedir.

Eğitim Tarihi ve Saati:
15 Nisan 2016 Cuma Saat 10:00 – 18:00
16 Nisan 2016 Cumartesi Saat 10:00 – 18:00
17 Nisan 2016 Pazar Saat 10:00 – 16:00

Eğitim Yeri:
Hacı Muhittin Sok. No:35 Kanlıca / Beykoz İstanbul

Eğitime Kayıt ve Bilgi:
Yağmur Tuğrul
0 549 203 04 96
yagmur@solaraakademi.com

Eğitime rahat kıyafetler ile gelinmesi, yedek tişört getirilmesi tavsiye edilir..

Bu form seçtiğiniz eğitime ön kayıt işleminizi gerçekleştirir.

Geri